Üniversitemizde ÜNİDES Kapsamında “Yapay Zekâ ve Dijital Bilgi Ekosistemi” Konulu Konferans Düzenlendi

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Erol Yılmaz, “Kıymetli hocalarım, çok değerli çalışma arkadaşlarım, kıymetli meslektaşlarım, şehrimizin değerli bürokratları ve elbette en sevgili öğrenciler, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken de kıymetli Rektörümüz’ün sizlere sevgi ve selamlarını iletiyorum. Bugün; gerçekten birçok açıdan çok kıymetli, çok önemsediğimiz bir etkinliğin açılışında birlikteyiz. Tarihsel bir süreç içerisinde elli yıl, yüz elli yıl geriye gittiğimizde çok önemli dediğimiz gelişmeler için onlarca yıl beklenmesi gerekirken; özellikle bir önceki yüzyılın son çeyreği ile içinde bulunduğumuz yüzyılın birinci çeyreğini bitiriyoruz ve neredeyse gelişme dediğimiz şey, anlık yaşanır hale geldi. Bilimde ve teknolojideki gelişmeler o kadar hızlı ki hemen her gün farklı bir şeyle karşılaşıyoruz. Bugün etkinliğimizin de temelinde olan yapay zekâyı düşündüğümüzde gelinen nokta artık gerçeğin ötesinde. Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik vs. konuşurken; çağı da bilgi çağı, iletişim çağı, internet çağı diye değerlendirirken bugün artık yapay zekâ diye bir şeyden bahsediyoruz. Yapay zekânın neredeyse girmediği alan yok. Spordan eğitime, bilimden sanata ve nihayet etkinliğimizin ikinci ayağı olan bilgi ve yönetimi ya da klasik ismiyle kütüphanecilik alanına kadar. Öyle büyük gelişmeler söz konusu ki uzun yıllar boyu yaptığımız sağlık, eğitim, teknoloji ve kütüphanecilik gibi hizmetlerde, yapay zekâ ile bambaşka bir evreye geçtik. Çok değil çeyrek asır önce hayal edemeyeceğimiz şeyleri konuşur hale geldik. Elbette burada hem bilim insanıyız ama bir tarafımızda da insan tarafımızın olması hasebiyle her türlü yeniliğe her türlü bilgiye açığız ve çağ da bunu gösteriyor ama eşref-i mahlukat dediğimiz insanı, Yüce Allah’ın en büyük eserini ıskalamamak kaydıyla. Yapay zekâ bugün çağa damgasını vurmuş, her alanda; eksisiyle artısıyla hala tartışılıyor. Bu kadar hızlı bir çağda şunu yapamayız: ‘Hiçbir şeyi yansıtmayalım, sahaya olabildiğince az yansıtalım. Oturalım önce ne kadar yararlı ne kadar zararlı bunu tartışalım.’ Bunu diyemeyiz. Hayat ve gelişmeler çok hızlı. Deneyeceğiz, yanılacağız, yer yer mümkün olduğu kadar en az hasarla deneyeceğiz ama o soruyu da o acabaları da aklımızın bir yerinde tutacağız çünkü yüce kitabımız kıyamete kadar dünyanın kozmosu, kâinatın adresini Kur’an-ı Kerim’e derç etmiş olan Allah, en büyük eserinin insan olduğunu söylüyor. Bütün gelişmelerin ve bütün yeniliklerin; insanın refahı, mutluluğu, huzuru, sağlığı, sıhhati için olması halinde biz baş tacı ederiz. Dolayısıyla da bilimin de ruhunda olduğu gerçeğinden hareketle hep soru işaretimiz hep şüphemiz hep acabalarımız olmak durumunda.” diye konuştu.